Mahçupyan açıkladı: Niçin AK Parti’yi eleştiriyorum?

Onlara kalırsa bir siyasi harekete destek vermek, parti nasıl karar verirse versin ve ne yaparsa yapsın söz konusu tasarrufları onaylamayı, sahiplenmeyi ve baÅŸkalarına karşı savunmayı gerektiriyor. Çünkü olaya kendi takımlarının öteki takıma karşı mücadelesi olarak bakıyorlar. Oysa bu yaklaşım ne uzun vadeli perspektife, ne nesnel deÄŸerlendirmeye, ne de ahlaki tavır almaya müsait deÄŸil… Nitekim nihayette taraf olunan siyasi hareketin kaba, sığ ve baÄŸnaz bir yöne kayma eÄŸilimini teÅŸvik etmiÅŸ oluyor.

***

Benim gibi birçok kiÅŸi ise eleÅŸtiriye, desteklenen siyasi hareketin ‘kendisini düzeltme’ aracı olarak bakıyor. CHP, MHP ya da HDP’yi olgusal analize tabi tutsak da, normatif açıdan eleÅŸtirme kaygımız düşük. Çünkü onları ‘bizim’ siyasi partimiz olarak hissetmiyoruz. Oysa AK Parti’yi yıllar boyunca böyle gördük ve duygusal bir beklenti oluÅŸturduk. EleÅŸtirinin amacı AK Parti’nin doÄŸruları yapması ve gerçek anlamda baÅŸarılı olup ülkede kalıcı ve demokratik yapısal dönüşümü gerçekleÅŸtirmesi… Mesele karşı takımı yenmek, ona ne pahasına olursa olsun zarar vermek deÄŸil. Kendi duruÅŸ ve tutumunu doÄŸru, hakkaniyetli ve kuÅŸatıcı bir norm haline getirebilmek…

Aksi halde devran döner ve yine ülke olarak kendimizi aynı cemaatçiliÄŸin içinde buluruz. O zaman da, aynen geçmiÅŸte olduÄŸu gibi, baÅŸkaları bizlerin üzerine yüklenir. Ama asıl büyük zarar toplum olma yönündeki bir türlü olgunlaÅŸamayan arzumuza olur. Çünkü birlik bütünlük lafını çok etmemizden de anlaşılacağı üzere, manen parçalanmaya yatkın bir bünyemiz var. ÅžiÅŸirilmiÅŸ ama zayıf kimliklerden medet umuyor, bireyselliÄŸi taşıyamadığımız ölçüde kendi mahallemizin baskısı altında cemaatçi reflekslerde güvence arıyoruz.   

Bu nedenle eleÅŸtiriyi yapıcı ve özellikle kendi cenahına yönelik olarak düşünmek gerekiyor. BaÅŸkaları hakkındaki ezberleri tekrarlamanın bizzat kendimizi aÅŸağılamak anlamına geldiÄŸini, eleÅŸtirinin ‘bizi’ düzelterek ‘bize’ yarar getirmesinin onu kıymetli kıldığını görmemiz lazım.

AK Parti bu ülkeye vesayet sistemini bitirebilecek ve kurumsal yapının demokratik normlar çerçevesinde yeniden inÅŸa edilmesini saÄŸlayabilecek tek siyasi hareketti. Vesayeti bitirirken kendi dışından da olası tüm desteÄŸi aldı. Bugün yeniden inÅŸayı demokratik temellerden uzaklaÅŸtırdığında ise, kendi içinden bile eleÅŸtiri alıyor. Son derece doÄŸal ve saÄŸlıklı… Çünkü doÄŸruyu yapmasını, ülkenin önündeki potansiyeli doÄŸru yönde kullanmasını istiyoruz. Yeni bir hayal kırıklığı yaÅŸamak ve ikinci sınıf ülke konumuna mahkum olmak istemiyoruz. Ãœstelik bunca yıldır destekleyip sahip çıktığımız bir siyasi hareketin tercihleri nedeniyle…

AK Parti’ye medya manipülasyonu ve pelikan trolleri üzerinden siyaset kurgulaması yakışmıyor. Aynı ÅŸekilde FETÖ ile mücadele ederken de, bir yandan belirli alanlara dokunmamak ama öte yandan darbenin uzağındaki sıradan bir sürü insanı aynı torbaya atmak da yakışmıyor.

***

EÄŸer darbe baÅŸarılı olsaydı, herhalde cemaatin gazetesindeyken Åžubat 2012’de Hakan Fidan’ı tutuklama giriÅŸimini ‘yarı darbe’, 17/25’in ise darbe olduÄŸunu yazan ve iÅŸten ayrılmaya zorlanan biri olarak,  ÅŸu an çoktan tutuklanmış ya da baÅŸka bir akıbetle karşılaÅŸmış olurdum… Ama yine de benim meselem olabildiÄŸince çok insanı cezalandırmak ve yürek soÄŸutmak olamaz.

Serinkanlılığın ve hakkaniyetin yolunda ilerlemek, hukuku bayağılaÅŸtıran tasarruflardan kaçınmak zorundayız. Ä°ktidar bu ilkeyi ihlal ettiÄŸinde de korkmadan ve ille de denge aramadan eleÅŸtirebilmeliyiz. Çünkü AK Parti’nin doÄŸruyu yapmasını istemeye hakkımız var ve istiyoruz. Bu kadar basit...

Kaynak: Karar